Ahmet ERASLAN

Birlik rahmet, ayrılık azaptır.

TOKAT’A GİDİYORUZ (6)

TOKAT’A GİDİYORUZ
Niksar Kaymakamından aldıkları söze güvenmeyen heyet üyeleri kısa bir değerlendirmeden sonra, “Tokat’a, gerekirse Ankara’ya kadar gideceğiz” diyerek topluluğu bilgilendirdi ve “Eller Aya biz yaya” diye Çarşı başından başlayarak yürüdüler, kamyonlardan indikleri yerde tekrar kamyonlara bindiler.
Heyet birkaç tane de minibüs kiralamaya karar verdi. Göstericilerin birçoğu kiralanan minibüslere geçti ve araç konvoyu Tokat yoluna yöneldi.
Yol boyu neşe içinde türküler söylendi, Niksar’daki eylem konuşuldu, Tokat yolunun nasıl bittiğini anlamadılar.
Tokar merkeze dönen yol kavşağına geldiklerinde Tokat girişini jandarma çevirmişti.
Haberi Niksar Kaymakam’ından öğrenen Tokat Emniyeti, Tokat girişinde durdurdu araç konvoyunu.
“Tokat’a girmenize izin vermiyoruz” dedi jandarma komutanı. Heyetin ısrarı bir sonuç vermeyince, “Tamam! Araçlardan iniyoruz, sokakta yürümek de yasak değil ya” diyerek köylülere araçlardan inmelerini işaret etti heyet üyeleri.
Komutan “İzin vermem” dedi ama eski bir polis amiri olan Belediye Başkanı İhsan Şen, onunla kısa bir konuşma yaptı. Bir olay çıkmayacağına ilişkin garanti verdi ve bu insanların yasal haklarını bildiklerini, müdahale olursa işin büyüyebileceğini hatırlattı.
İhsan Şen, Ankara’da Emniyet Müdürlüğü basın bürosu şefliğindeki tecrübesinden; kanunları, halkla ilişkileri ve insan ilişkilerini iyi bilen bir Başkan.
Jandarma komutanını ikna etmesi zor olmadı.
Tokat’ın ana caddesi olan Gaziosmanpaşa caddesinde yürümeye başladı kalabalık. Tokatlılar da merak içinde “Eller Aya biz yaya. Yol istiyoruz” diye bağıran kalabalığı izliyorlar şaşkın bakışlarla.
Bugüne kadar gördükleri bir görüntü değil bu.
Resmi bayramlarda öğrenciler yürüyüş yaparlar ama onlar ya sessizce yürür ya da marşlar söyleyerek yürürler disiplinli ve düzgün sıralar halinde.
Şimdi yürüyen düzensiz kalabalığın köylülerden ve sivil insanlardan olması, kalabalığın yanında jandarmaların da onlara eşlik etmesi görenlerin merakını daha da artırıyor.
Bir süre sonra jandarma komutanın itirazı üzerine slogan atmayı bıraktı kalabalık.
Hükümet Meydanına geldiklerinde meydanda duran kalabalığın etrafını polisler sardı. Polis şefleri “Dağılın” uyarısı yapıyor sık sık ama hiç yaşamadıkları bu olayda müdahale edip etmeyeceklerini de bilmiyorlar. Kalabalığın tek istediği “yol” ve “vali ile görüşmek”. Taşkınlık da yapmıyorlar, sadece slogan atıyorlar.
Resmi giysili polislerin yanında polislere talimat veren komiserle konuşan, hükümet binasına girip çıkan sivil giysili görevliler de var.
Bir süre sonra polis komiseri, “Bu işi organize edenler kimse onlarla görüşelim” dedi.
Beş kişi öne çıktı. “Buyurun, Vali Beyle görüştüreceğim sizi” dedi polis komiseri.
İhsan Şen, “Ben de geliyorum komiser” dediğinde, “Hayır Sayın Başkan! Siz burada bekleyin” dedi, ve diğerlerine “Buyurun gidelim” diyerek eli ile de yol gösterdi.
Heyet üyeleri tereddütle İhsan Şen’e baktılar. İhsan Şen Vali ile görüşmek yerine heyetin emniyete götüreceğini anlamıştı, onlara kelepçe işareti yaparak uyardı ve onların biraz arkasından yürüyerek o da emniyete gitti.
Emniyette ifadeleri alınan beş kişi; “Anayasal haklarımızı kullandık. Yol istemek dışında bir şey yapmadık, herhangi bir taşkınlık olmadı, sadece yürüdük” dediler ama gözaltına alınmaktan kurtulamadılar.
Belediye Başkanı İhsan Şen, Vali ile görüşmeye çalıştı ama beklemesini söyledi yetkililer.
Valilik makamında alışkın olunmayan bir haraketlilik vardı. İçeri girip çıkanlar telaşlı ve heyecanlı. İhsan Şen’e başı ile selam verenlerde var onu görmezden gelerek içeri girip çıkanlarda var.
Bir yandan da meydandaki toplulukta atılan “yol istiyoruz” sloganları geliyordu.
İhsan Şen sabırsızlanıp beklemeden sıkıldığı ve tepki göstereceği anda buyurun Vali sizi bekliyor dediler.
İçeri girdiğinde onu ayakta karşılayan Vali Yusuf Yakupoğlu, “Ne yaptınız siz Başkan! İnsanları sokağa dökmek bir belediye başkanının işi mi?”
İhsan Şen, “Bu gösteride benim dahlim olduğunu düşünmüyorsunuz her halde Sayın Valim! Ben sadece hemşerilerimin başına bir şey gelmesin diye buradayım.
Vali, “Hemşerilerin biraz sonra hakim karşısına çıkacaklar. Seslerini yeteri kadar duyurdular. Başçiftlik’e dönün. bu yol işi ile ben bizzat ilgileneceğim Başkan. Bu işi daha fazla uzatmayın” dedi.
İhsan Şen “Emniyete alınanlar da bizimle döner mi Sayın Valim?”
“Ona Hakim karar verir” dedi vali Yusuf Yakupoğlu.
Valinin yüzündeki ifadeden çıkardığı sonuçtan dolayı sorusunu üstelemedi İhsan Şen ve makamdan ayrıldı.
Bir süre sonra hakim karşısına çıktı Celal Bayram, Mehmet Yüce, Cemil Aymak, İbrahim Aymak ve Ahmet Kılıç’tan oluşan beş kişilik tertip komitesi.
Hakim, “Derdiniz nedir neden bağırıp duruyorsunuz?” Hakime yolun durumunu etraflıca anlattılar. “Yıllardır 20-25 kilometrelik yolumuz yapılmadı. Kiminle görüşürsek görüşelim, sonuç alamadık. Kışın aylarca yol kapalı oluyor, dünya ile ilişkimiz kesiliyor. Biz ihtiyaçlarımızı Niksar’dan alırız. Hastamız olur götüremeyiz. Malımız olur satmaya getiremeyiz. Sesimizi bunca yıl kimse duymadı. Sesimizi duyurmak için, yolumuzun yapılması için Anayasadan aldığımız hakkımızı kullanıp sadece yürüdük.”
Hakim emniyet amirine ve onunla gelen bayan komisere dönerek sordu.
“Bir taşkınlık yaptılar mı, bir yerleri kırıp döktüler mi?”
“Hayır Hakim Bey.”
“Size karşı koydular mı?”
“Hayır Efendim.”
“Madem insanlar seslerini duyurmak için adam gibi yürüyor, siz neden düzgün davranmıyorsunuz? Amir Bey! Bu insanları neden karşıma getirdiniz. Suçları nedir söyler misiniz?”
Emniyet amiri, “Toplu halde yürüyorlar Efendim, slogan atıp birlikte bağırıyor, etrafı rahatsız ediyorlar. ‘Eller Aya biz yaya’ diye bağırıyorlar.”
Hakim, “Ne olmuş slogan attılarsa. Yol istiyor adamlar yol.”
Savcı beş köylüye döndü, “Eğer polisten şikâyetçi iseniz, memurlar hakkında işlem yapabilirim” dedi.
Hem heyettekiler hem polisler şaşırdılar, bayan polisin yüzü sapsarı oldu.
“Hayır, Efendim polis bize kötü davranmadı, biz polislerimizden şikâyetçi değiliz” dedi Cemil Aymak. Savcılık serbest bıraktı beş kişiyi.
Emniyet amiri suratını assa da hanım polis kısık bir sesle teşekkür etti heyettekilere.
Mehmet Yıldız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir