Ahmet ERASLAN

Birlik rahmet, ayrılık azaptır.

TEZGAHLAR KOOPERATİFİN MALI (16)

İhsan Şen, Asım’ın tezgah isteğine, “Tezgahlar kooperatifin” diye hayır diyor.
Asım, “Başkan! Kooperatif dağıldı. Kızlar evlerine döndü, halılar yarım kaldı. İznin olursa boş tezgâhlardan birisini alıp evime kurayım, kızım halı dokumaya devam etsin. Diğer kızlardan birisini de alırım yanına. Bu kadar emeğe yazık olacak” diyor ama İhsan Şen ikna olmuyor.
“Hayır, olmaz Asım! O tezgahlar kooperatifin malı, ben bunu sana nasıl veririm”
Asım “Başkan! Ben kooperatif üyesi değil miyim” diye ısrar ediyor.
İhsan Şen, “Kooperatif resmen tasfiye edilmedi Asım! Dediğin şey kooperatif kanununa aykırı.”
Asım, “Yahu Başkan! Kanuna uydunuz da ne oldu, bak şimdi buradasın. Bu milletin kanundan anladığı kızdığını şikâyet edip buralara attırmak.”
İhsan, “Bu işler düzelir Asım! Hele bir hâkim karşısına çıkalım, gerçeği anlatır çıkarız buradan. Asıl senin dediğini yaparsam suç işlemiş olurum. İyi niyetini biliyorum ama sana halı tezgâhı veremem, kusura bakma.”
Sağda solda kaderine terk edilen tezgahlardan birini Asım’a vermemekte kararlı Başkan.
Asım’ın aklı bunu almıyor ve umutsuzca dönüyor Başçiftlik’e.
İhsan Şen’e kızgındı ama bir yol bulmak zorundaydı evinde halı dokumak için.
Devam eden günlerde Tokat’a İhsan Şen’i ziyaret etme yerine evlerin altına atılmış halı tezgahlarına gidiyor sık sık.
Eskiden halı tezgahlarındaki halılarla ilgilenirdi. Şimdi tezgahların ahşaptan yapılmış parçaları ile ilgileniyor. Her bir parçasını beynine yerleştirdi tezgahlara gide gele.
Sonraki gidişlerinde parçaların ölçülerini aldı. Kafasında planlar yaptı ve “Ben bunları yaparım” dedi içinden.
Emekli Öğretmen Ali Kapusuz köyde kereste ticareti yapıyor ve her tür keresteyi satıyor.
Ali’ye gidip ne düşündüğünü anlattı Asım.
Ali, “O tezgahlardan daha iyisini yaparız, benim yakışıklı Asım abim, istediğin kütüğü-keresteyi seç, dükkân senin” dedi Asım’a.
Elinde metre ile kalasları ölçerek beğendiklerini seçti Asım.
Sonra eve taşıdı onları. Birkaç kez daha kooperatifin tezgahlarını inceledi.
Marangoz aletleri olan komşusu Mahmut’un Osman’ın yardımı ile yeni bir halı tezgâhı yapıp evinin zemin katında hazırladığı bir odaya kurdu.
‘Mürüvvet’in yanına kardeşim Muammer’in kızı Güllü’yü de çırak olarak aldım mı tamam bu iş” diyerek derin bir nefes aldı.
Şimdi iş ip almaya kalmıştı. Onu Isparta’dan almak kolay işti. Kooperatife ip almak için defalarca gidip gelmişti Isparta’ya.
Artık kendisi ile gurur duyuyor Asım.
İhsan Şen’e bu işi nasıl başardığını anlatmak geliyor içinden.
Tokat’a onu ziyarete gitti bir gün.
İhsan Şen’e gelişmeleri ve yeni bir tezgâh yapıp evine kurduğunu anlattı.
“İyi etmişsin Asım! Senden bir ricam olacak, Sümerbank müdürü için dokunan bir halı vardı. Hacı Mehmet Yavuz’un kızı Leyla dokuyordu. Leyla ile konuş, yanına kızın Mürüvvet’i de ver, o halıyı bitirsinler, birkaç günlük işi kalmıştı zaten” dedi İhsan.
Biraz durakladıktan sonra Asım, “İyi de Başkan bunu keşke daha önce söyleseydin. Şimdiye kadar bitirmiş olurduk. Ben ip almaya gidiyorum, Mürüvvet evde halı dokumaya başlayacak.”
İhsan, “Daha önce tezgah istemeye geliyordun Asım. O nedenle söylemedim yanlış anlarsın diye. Tezgahını yapmışsın, halıyı tamamlamak için karşılık beklemezsin şimdi, değil mi?
Asım, İhsan Şen’in ne demek istediğini pek anlamadı ama “Tamam hallederim Başkan” dedi.
Asım köye döndüğünde, İhsan’ın söylediği halıyı, Leyla ve Mürüvvet tamamladılar. Zaten halı bitmek noktasına geldiği için işleri uzun sürmedi.
Asım, kızı Mürüvvet’in yanına yeğeni Güllü ve komşularının kızı Hamide’yi de alıp evinin altına kurduğu tezgâhta halı dokutmaya başladı.
Halı, yaza doğru bitmişti ama halıyı kime satacak, bu halıların müşterisi nerededir hiçbir bilgisi yok Asım’ın. Köyde başkası halı dokumuyor ki onlara sorsun.
İhsan Şen mahkemeye çıkarılmış ve belediye başkanlığı görevine dönmüştü. Yine onun görüşünü almak ve önerisini dinlemek gerekiyordu.
Mehmet Yıldız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir