Ahmet ERASLAN

Birlik rahmet, ayrılık azaptır.

HALILAR İZMİR YOLCUSU (18)

İhsan, “Suratın düşmesin Asım! Doğru İzmir’e gidiyoruz. Klasik Halının sahibi Fikret Beyi tanıyorum. Ondan fikir alırız. Halıları da omuzumuzda gezdirmez Fikret Beyin dükkanına bırakırız. Bu halılar değerli Asım, mutlaka satacağız, meraklanma.”

İzmir’de Klasik Halı mağazasına vardıklarında hoş beşten sonra dükkân sahibi Fikret sordu. “Halılara kaç para istiyorsunuz İhsan Bey?”

İhsan, “Bunların fiyatını bilmiyoruz Fikret Bey. Biz üreticiyiz, fiyatları alıcılar belirliyor diye biliyorum. Siz metrekaresine kaç lira vereceksiniz” diye soruya soru ile karşılık verdi.

Fikret, “Size açık söyleyeceğim Başkan! Sümerbank kendi amirlerine metrekaresi 2.200 TL’den veriyor. Ben de aynı fiyattan alırım halılarınızı.

Daha önce hiç bu fiyatı duymamışlardı. İhsan ile Asım göz göze geldiler ve İhsan, “Tamam olur” dedi Fikret’e.

Halılar ölçüldü ve toplam fiyatları belirlendi. Asım’ın halısı 13.700 TL tuttu, İhsan’ın halısı büyük olduğu için 18.000 TL tuttu.

Fikret, “Size şimdilik 15.000 TL verebilirim, kalanını göndermek için bana adres bırakın” dedi.

Asım, İhsan’a baktı ‘vadeli olur mu’ der gibi. İhsan tamam işareti yaptı göz işareti ile. İhsan, Fikret Beye güveniyordu. Peşin verilen parayı alıp ayrıldılar mağazadan.

İhsan, “Asım! Ben çok yoruldum. Dönüş yolunu otobüsle çekemem, Sivas’a kadar uçakla gideceğim. Burada yollarımız ayrılıyor ortak” dedi.

Başçiftlik’te “Eskiden” diye başlayan bir hikaye anlatılır.

Başçiftlik’ten sabahın erken saatinde yola çıkıp, Katırbeli yolundan 4,5 saat yürüdükten sonra Derebağ’dan Niksar’a giren yolcuların içindeki savaş gazisi Ömer Çavuş yol arkadaşlarını durdurur.

“Arkadaşlar! Herkes cebindeki parayı bana verecek.”

Yol arkadaşları, “Delirdin mi Ömer Çavuş? Hepimizin alışverişi var. Nerden çıktı bu iş?”

Ömer Çavuş. “Korkmayın ya! geri vereceğim. Mahkemem var, hakim karşısına çıkacağım.”

“Ne olmuş mahkemen varsa?”

Ömer Çavuş, “Korkuyorum ulan, cebimdeki para bana cesaret verir. Mahkemeden sonra paralarınızı alacaksınız.”

Asım’ın cebindeki para Ömer Çavuş’unki gibi başkasının parası da değil, kendi parası.

İhsan’a kararlı bir tavırla cevap verdi Asım, “Başkan! Uçak kaç lira acaba? Bende uçakla giderim Sivas’a. Sen yoruldun da ben yorulmadım mı?”

“İyi o zaman” dedi İhsan.

THY bilet satış bürosunu sorup buldular.

Sivas uçağı kalkmıştı ve aynı gün Sivas’a başka uçak yoktu. Ankara’ya uçak vardı ve bilet fiyatı kişi, başına 210 TL idi.

İhsan, “Benim Ankara’ya gitmem daha iyi olur, sen Niksar’a otobüsle mi gideceksin Asım.”

Asım, “Yok Başkan! 13.700 TL’ye halı satılıp 210 TL’yi uçağa vermemek için yol arkadaşı satılmaz. Ben de uçakla Ankara’ya geliyorum seninle” dedi.

“Tamam Asım! İki bilet alıyorum o zaman.”

“Tamam Başkan! Sayende ilk defa uçağa da binmiş olurum.”

Biletlerini aldılar, havaalanına giden otobüse bindiler. İhsan, Asım’ın uçaktan korkacağını düşündü, uçak yolculuğu ile ilgili bilgiler verdi.

Cebine tomarla nakit parayı koyan Asım’ın kendine güveni o kadar yüksek ki en ufak bir uçak korkusu duymuyor.

Koyun beslediği günlerde çektiği sıkıntıları ve oradan kazandığı para ile cebindeki parayı ve alacağı miktarı düşündükçe kendine güveni daha da artıyor.

Uçakta İhsan ne istedi ise Asım’a da aynısından geldi. Su ve çay içti oturduğu koltuğa. Yolculuk iyi geçti ama çabuk bitti.

Ankara’ya indiklerinde İhsan, “Asım! Biliyorsun, ben burada uzun süre görev yaptım, Burada ziyaret edeceğim arkadaşlarım var, o nedenle burada kalacağım, sen Niksar’a devam edersin” dedi ve ayrıldılar.

Asım Niksar’a gitmedi Ankara’dan. Otogarda Isparta’ya giden ilk otobüse bindi ve çok iyi bildiği Sümerbank tesislerinin yolunu tuttu. Başçiftlik’e döndüğünde yanında iki halı dokuyacak kadar halı ipi vardı.

İhsan Şen Ankara’dan döndükten sonra onunla yaptığı yolculuğun verdiği güvenle daha önce yaptığı teklifi yeniledi.

“Başkan bana bir halı tezgâhı verirsin artık. Sen bu halıcılık işine çok emek verdin, Başçiftlik’te halıcılığın körelmesine, tezgahların çürümesine izin veremezsin.”

Sonunda İhsan’ı ikna etti. Boş duran tezgahlardan birisini aldı ve diğer tezgahının yanına kurdu. Tezgâhı ikilemişti şimdi. Usta olan yeğeni Güllü ve Hamide’nin yanına yeni çırak kızlar aldı köyden.

Artık iki halı birden dokunuyor Asım’ın evinde.

Mehmet Yıldız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir