27 07 2016
Giresun Gölyanı Obası (Yaylası)
Kümbet Yaylasından ikindiden sonra yeşil örtüyü Gelinlik kızların tuvağı gibi sarıp sarmalayan duman ve sisin içinde Tek şeritli ve sürekli S çizen dar yollarlı kat ederek Giresun’un Yağlıdere ilçesine bağlı 1500m rakımlı Gölyanı Obasına gitmek için yol almaya devam ediyoruz.
Binbir çeşit çiçeğin, güzelliğin anası bir yer Gölyanı. Ancak çoğu Giresunlu burayı bilmiyor. Coğrafyanın zorluğundan dolayı normal olarak yavaş yol alıyorduk ve zaman hızlı ilerliyordu artık sıkılmaya başlamıştık üstelik yol üzerinde de herhangi bir yönlendirme ve mesafeleri gösteren bir bilgilendirme tabelası da bulunmamaktaydı. Çıkrık kapıya geldiğimizde meydanda gördüğümüz birkaç kişiye Gölyanı obasına nereden gideriz diye sorduğumuzda da obanın yerini bilen maalesef kimse cıkmadı, bizde Yağlıdereyi sorduk ve aldığımız cevap bizi cok şaşırttı “Yağlıdere Sınırın öbür tarafında” içimden dedim ne sınırı ülke mi değiştirdik yoksa diye söylenmeye başladım birde baktık ki 6500 metre uzunluğunda 1610 yılında yapılmış Cin setti gibi duvar ve yola konmuş bir kapı kapıda bekleyen bekçi kapıyı açıyor ve bahşişini almadan salmıyor. Giresunlunun bilmediği Gölyanı Obasını bir Tokatlı geliyor engebelli yollarda Giresun’un dağ tepe yollarını aşındırarak buluyor Gölyanı Obasını 🙂
Yağlıdere’ye 40 Km kala sağdan bir tali yoldan ormanların içine daldık. Yaklaşık 6 km tırmandığımızda bizi sisler arasında ahşap Tahta çitlerle çevrili bahçesinin üst tarafında yer alan Gölyanı Restoran tabelası karşıladı. Öce Bir durakladık. Bizim arabanın far ışıgını gören ismin Resul olduğunu öğrendiğimiz abimiz garip bakışlar içersinde dumanlı havanın arasında bizi karşıladı ve Karadeniz insanının sıcaklığı ile bizi hemen misafir etmek istedi. Bizde rahatsızlık vermemek için müsaade istesekte bırakmak istemedi. Cadır kuracağımızı söyleyince de hemen buraya kurabilirsiniz diyerek Annesi ile babasının kaldığı Yayla evinin önünü gösterdi hem güvenli olur hemde WC lavabo su Elektrik ihtiyacınız olursa buradan kullanabilirsiniz diyerek bizleri ikna etti. Bu Misafir Perverliğinden dolayı Resul abiye ve ailesine Tekrar buradan Teşekkür ediyorum .
Resul Abi İstanbul’da çalışıyormuş. Artık İstanbul bana dar geliyor daralıyorum diyerek gölü göçü toplayıp memlekete dönüş yapmış, babası oğul yeşillik karın doyurmaz dediysede söz geçirememiş. Resul abi İstanbul’dan dönüş yapınca yaylada kendi imkânları ile buradaki restoranı açıp işletmeye başlamış. Hoş Güzel bir mekan Taze kuzu eti yiyip günü birlik gelenler için ideal bir mekan.Hava Kararmadan çadırlarımızı kurmaya girişelim dedik. Duman ve sis 10-15 dk bir geliyor ve belli bir zaman sonra tekrar dağılıyor. Hava açınca karşımızda ihtişamıyla dağlar ve eteğimdeki ahşap yayla evleri karşılıyor. Akşam yemeği çay faslından sonra kamp ateşimizin kenarında uzanarak gökyüzündeki yıldız savaşlarını izlemeye başladık. Uzun zaman aradan sonra bu kadar yıldızı bir arada görmemiştim.
Şairlere, yazarlara ilham verecek derecede güzellik timsali doğasıyla ahşaptan evleri, küçük gölü, ladin ağaçlarıyla tam kartpostallık bir doğa köşesi. Diğer meşhur yaylalar gibi değil; gürültüden uzak. Sizi tek rahatsız edecek ses kulağa bir orkestra gibi kurbağa sesleri ve sevgilinin sesi gibi gelen, Boyu metrelerce Dağların eteğinde sıra sıra dizilmiş olan ladin ağaçlarının arasından süzülen rüzgâr. Resul Beyin İşlettiği Restourant İletişim Bilgisi : 535 564 60 32 Kuzu Siparişi Verebilirsiniz 🙂
Tabuların Yıkıldığı Ülke İran -2 Poliçe Plajı Kışlacık Köyü